NANOTECHNOLOGY
  TÜRKİYE'DE NANOTEKNOLOJİ
 

TÜRKİYE’DE NANOTEKNOLOJİ

Türkiye’de bazı üniversitelerde daha ziyade kişisel çabalarla nano ve mikro ölçekli malzeme, yapı ve cihazlar ile çalışmalar yapılıyordu. Doğrudan nanoteknoloji adı altında olmasa bile bu konularda çalışma yapılan baslıca üniversiteler arasında ODTÜ, Bilkent, Sabancı, Balıkesir, GYTE sayılabilir. Ayrıca TUBITAK-MAM'daki YİTAL (Yarıiletken teknolojileri araştırma laboratuarları) henüz mikro düzeyde cip üretimi yapmakla birlikte nanometre seviyesindeki üretime yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Ama öte yandan UNAM’ın kuruluşuyla nanoteknoloji alanında büyük bir gelişme sağlanacak.

Nanoteknolojinin dünyanın her yerinde hızla popüler hale gelirken Türkiye’de önce bilim çevrelerinde, daha sonra sanayi kuruluşlarında önemi vurgulanmaya, medyada sık sık yer almaya başladı.  Konu çevreden o kadar çok destek aldı ki bazen bilinen teknolojiler önüne ‘nano’ kelimesi eklenerek bir anda nanoteknolojiye dönüştürüldü. Bu arada Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Bilkent Üniversitesi’nde başlatılan “Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi Projesine” önemli bir destek sağladı.

Nanoteknolojinin öncelikle malzeme ve biyoteknoloji alanlarında gelişeceği, ancak 10–15 yıl sonra elektronik ve spintronikte, özellikle moleküler elektronikte ağırlığını hissettireceği beklenmektedir. Nanomalzemelerin olağanüstü özellikleri hemen hemen her alanda; savunma sanayinde, tekstilde, otomotiv sanayinde, inşaatta, yeni tedavi yöntemlerinde ve ilaç sanayinde devrim yaratacaktır. Sürtünmesiz yüzeyler sayesinde taşıtlarda motor yağı değiştirme sorunu ortadan kalkabilecek, kir tutmayan tekstil ürünleri belki çamaşır makinelerini ortadan kaldırabilecek. Binalardaki betonarme kolonların kesitleri küçülüp elastik özellikler kazanacaktır. Nanoelektronik alanında milyonlarca aygıtı içeren bütünleşik devre yapımında ve aygıtların iletkenlerle birbirlerine bağlanmalarında sorunlar bulunmaktadır. Kendi kendine yapılanan moleküllerle bu sorunun çözülmesi biraz zaman alacağa benzemektedir. Üzeri metal ile kaplanarak DNA’dan yapılan transistorların DNA replikasyonu yöntemi ile bütünleşik devreye dönüştürülmesi bilim adamlarının üzerinde çalıştıkları konular arasında yer almaktadır. Ekonomistler nanoteknolojinin yeni sanayi devrimi olarak 21. yüzyıla damgasını vuracağına inanıyorlar. Yakın bir gelecekte bir ülkenin nanoteknolojideki düzeyi o ülkenin gücünün bir göstergesi olacaktır.

Son yıllarda nanoteknolojide yaşanan hızlı gelişmeler ve dünyada yılda 5 milyar ABD dolarına erişen yatırımlar karşısında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarlığı Bilkent Üniversitesi’nden sunulan proje aracılığı ile ulusal nitelikte bir nanoteknoloji araştırma merkezi kurulması için 11 milyon YTL destek sağladı. Bu proje 5 Ekim 2005 yılında başladı. DPT, nanoteknoloji araştırmaları için gerekli kaynağı önceleri dağıtmadan, gerekli sayıda araştırmacı ve uzmana sahip tek bir üniversitede toplayarak kısa zamanda sonuç almayı hedeflemiştir. Nanoteknolojideki yönelimler ve gelişmelere uygun olarak araştırma konularına nanobiyoteknoloji, nanomalzeme ve kimya, enerji ve hidrojen ekonomisi, nanotriboloji, yüzey kaplama, katalizör tasarımı gibi çok güncel konular da eklendi.  Ayrıca, disiplinler arası çalışmaya olanak vermek ve nanoteknoloji uzmanı yetiştirmek amacıyla ‘‘Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji’’ yüksek lisans ve doktora programı açıldı. Bu programda üstün nitelikli yüksek lisans ve doktora tez çalışmaları ile bilime yapılacak önemli katkı kadar yeni nanoteknoloji ürünlerinin geliştirilmesi de hedeflenmektedir. Böylece enstitü çevresinde kullanılacak teknoloji şirketlerinin geliştirdiği nanoteknoloji ürünlerini bütün dünyaya pazarlamalarını beklemekte. Geçmişte böyle bir hedefin gerçekleşebildiğini görüldü. Bir doktora öğrencisi tez çalışmaların da ürettiği hall aygıt mikroskobunu geliştirerek nanoteknoloji araştırmalarında kullanmak üzere dünya pazarlarına satmayı başarmıştır.

Yedi katlı ve net 8500 metrekare kapalı alanda 62 adet laboratuarı bulunan yeni UNAM binası bilim ve teknolojinin sınırlarında araştırmalara olanak verecek çok modern bir anlayışla tasarlanmıştır. Laboratuarların donatılarak enstitünün kademeli bir şekilde dünya standartlarında bir araştırma ortamına dönüşmesi 5 yıl sürecek ve bu süre içinde ekipman ve cihaz yatırımının yaklaşık 150 milyon YTL’ ye erişecektir.

Enstitüde sürdürülecek büyük bütçeli proje çalışmalarının verimli bir şekilde yürütülmesi ve izlenmesinin, kısaca etkin proje yönetiminin yapılması ve sanayi kuruluşları ile ilişkilerin sürdürülüp, geliştirilen teknolojilerin ve innovasyon ürünlerinin pazara erişmesinin organizasyonu için yönetim-bilişim ve modern yönetim sistemleri üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Nanobilim ve nanoteknolojide bilimsel çalışmaları Bilkent Üniversitesi’nden 25 öğretim üyesi ve 45 araştırma asistanı yürütmektedir. İzleyen 5–6 yıl içinde çoğu fizik, kimya, moleküler biyoloji, malzeme bilimi, elektronik ve tıp konularının birinde doktoralı 40 kadar genç araştırmacının ve çok sayıda doktora öğrencisinin çeşitli araştırma projelerinde görev alması beklenmektedir. Ayrıca yürütmekte olduğu projeler kapsamında Koç, Sabancı, Anadolu, Ege, Pamukkale, Mersin, Kırıkkale, Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri ile işbirliği yapılmaktadır. Ayrıca ABD’nin çeşitli laboratuarlarında çalışmakta olan çok değerli Türk bilim adamları da UNAM’la ortak araştırmalar yapmaktadır. Çeşitli projeler kapsamında Roketsan, DYO, Arçelik, Vestel, Korteks gibi şirketlerle işbirliği ve müşterek AR-GE çalışmaları yürütülmektedir.

Nanoteknoloji disiplinler arası bir konumda bulunmaktadır. Enstitüde yapılacak eğitim ve araştırma çalışmaları temel bilimleri ve mühendislik konuları kadar sağlık bilimlerini yani tıp, eczacılık, tıp teknolojisi ve yeni tedavi yöntemlerini içermektedir. Ayrıca araştırma faaliyetlerinde geliştirilecek prototiplerin seri olarak imal edilip dış pazarlara sunulması sosyal bilimlerden pazarlama, işletme konularını yakından ilgilendirmektedir. Hidrojen ekonomisi araştırmaları ise hidrojenin elde edilmesinden depolanmasına, dağıtımını ve yakıt hücrelerinde yakılarak enerji elde edilmesini kapsamaktadır. Sağlık, fen ve mühendislik, sosyal bilimler ve enerji enstitülerince kapsanan değişik bilim dallarını içeren eğitim ve araştırma çalışmalarını değişik enstitüler yerine tek bir enstitü çatısı altında toplamak nanoteknoloji konularına daha iyi odaklanmayı sağlayacaktır.  Böylece, ülkemiz için bu kadar stratejik önemi olan nanoteknoloji eğitim ve araştırma faaliyetlerinin bölünmeden tek bir enstitü yönetimi çatısı altında daha etkin bir şekilde yürütülecektir.

 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol